Paragrafın Ana Düşüncesi (Ana Fikri) Testi Soruları Çözümleri
1- Coşku ve heyecan insanidir. Edebi metinlerin üreticisi ve tüketicisi de insandır. Dolayısıyla genel olarak sanat, özel olarak edebiyat insani olanı büsbütün dışlayamaz ve metni insansızlaştıramaz. Edebiyat insani olanı dışlayarak soyuta ve soyutlamaya yönelirse, metinlerde okurun çabalarıyla asla doldurulamayacak anlam boşlukları oluşur. Okurlar da anlam boşluklarını dolduramadıkları metinleri dışlar. Modernizmin metni insansızlaştırma çabalarının aşıldığı söylenebilir. Dolayısıyla metni insansızlaştırma tasarısı başarısız bir teşebbüs olarak kalmıştır.
Bu paragrafta asıl vurgulanmak istenen aşağıdakilerden hangisidir?
A) Edebiyatta insanı dışarıda bırakma çabaları sonuçsuz kalmıştır.
B) Sanatta insan dışında bir konudan bahsedilemez.
C) Modernizm insanı dışlayan bir akımdır.
D) Genel olarak sanat, insansız düşünülemez.
E) Soyut konular okur tarafından ilgi görmez.
2- Neden zaten yapılagelmiş olanları yinelemekten bıkmadan, soyut imge üretmeyi şiir yazmak olarak görenler, bir iz sürücü gibi İkinci Yeni’nin dışına taşamazlar? Neden bir çocuk inatçılığıyla “aynılaşmış” olanın farklı kılcallarında gezinmeyi, özgünlük telaşıyla saçmayla kucaklaşmayı sürdürürler?
Bu paragraftakileri söyleyen kişinin asıl yakındığı durum aşağıdakilerden hangisidir?
A) Her şiir yazanın kendisini şair olarak adlandırması
B) Şairlerin çok ve niteliksiz şiir yazması
C) Şairlerin yeni ve özgün şiir yazamaması
D) Şiir yazmanın önemsenmemesi
E) Şairlerin gereken değeri görmemesi
3- Şairin şiirleri teknik açıdan sağlamdır. Şiirlerinde neredeyse bir tane bile fazla kelime yoktur. Buna rağmen şiirlerinde her okuru farklı bir hayal dünyasına götürebilecek kadar da anlam zenginliği vardır.
Aşağıdakilerden hangisi paragrafta sözü edilen şairin şiir tekniğini özetler?
A) Az sözle çok şey anlatmaktadır.
B) Kuralların kusursuz uygulanmasına önem vermektedir.
C) Okur tarafından anlaşılır olmak onun için önemlidir.
D) Anlamı, tekniğin üzerinde tutmaktadır.
E) Derin ve karmaşık bir üslubu vardır.
4- (I) Deha ve deliliğin arasındaki çizginin çok ince olduğu hep söylenegelmiştir, gerçek böyle midir? (II) Gerçek böyle olmamalıdır, deha delilik değildir, çünkü toplumlar, dehalar tarafından keşfedilmiş yeniliklerin ve düzenlerin getirdiği rahatlıktan yararlanarak, mutluluk ve refah dolu yaşama olanağına kavuşabilmektedirler. (III) Dâhilerin zaman zaman çevrelerinin anlamakta zorlanabileceği ama doğruluğu geç anlaşılabilen buluşları ve sentezleri vardır. (IV) Dâhiler bilinen gerçeklerin ve içinde bulunulan zamanın ötesini görebilen, anlayabilen zihinlere sahip oldukları için alışılmış şeylerin dışında şeyler söyleyebilir, olayları alışılmışın dışında yorumlayabilirler. (V) Bu onların anlaşılmasını başlangıçta zorlaştırabilir, hatta ömrü boyunca kendisini çevresine anlatamayabilir de ama bu deli oldukları anlamına gelmez.
Bu paragrafın ana fikri numaralandırılmış cümlelerden hangisinde verilmiştir?
A) I B) II C) III D) IV E) V
5- Mehmet Akif Ersoy’a ait,
Atiyi karanlık görerek azmi bırakmak…
Alçak bir ölüm varsa, eminim, budur ancak.
dizelerinde asıl vurgulanmak istenen aşağıdakilerden hangisidir?
A) Çalışkanlık
B) İnançlı olmak
C) Üretkenlik
D) Sabırlı olmak
E) Vazgeçmemek
6- Shakespeare, elbette İngiliz tarihinden esinlendiği eserler kaleme alsa da Roma tarihinden de çokça faydalandı. Bunun sebebi bir alegori ihtiyacından ziyade aldığı Latince eğitimdir. Yaşamadığı tarihleri, görmediği mekânları öyle ustaca anlatıyordu ki seyircileri büyülüyordu. Asıl büyüsü ise kelimelerde saklıydı. Eserlerinde 15 bin kelime kullanmıştır. Bunlardan 2000 tanesi doğrudan Shakespeare’nin kendi icadıydı. Bu kelimeler bugün bile yaşamaktadır. İngiliz ruhunun derinliklerine işlemişlerdir.
Bu paragrafta Shakespeare’in hangi özelliği vurgulanmak istenmiştir?
A) Kendi kültürü dışındaki başka kültürleri de ustalıkla kaleme alması
B) İngilizceyi çok iyi biliyor ve kullanıyor olması
C) Latincenin önemli olduğu bir dönemde bu dilde eserler yazması
D) Çok zengin bir kelime dağarcığına sahip olması
E) İnsan ruhunu anlatan ustaca eserler vermesi
7- Bazı eserleri okuduğumuz zaman kime ait olduğunu bilmesek de yazarını kolayca tahmin edebiliriz. Sanki eser kendisini kimin yazdığını fısıldıyor gibidir. Kelimeleri kullanış biçimiyle, anlatımıyla ele veriyordur yazarını.
Bu paragrafta asıl anlatılmak istenen aşağıdakilerden hangisidir?
A) Bazı okurların tahmin yeteneği çok yüksektir.
B) Her yazarın kelimeleri kullanış biçimi farklıdır.
C) Güçlü yazarların kendilerine özgü üslupları vardır.
D) Her yazar eserlerinde farklı konuları ele alır.
E) Bir eseri okurken yazarını tahmin etmek zor değildir.
8- William Shakespeare’e ait Coriolanus’un Trajedisi adlı tiyatronun ilk sahnesinde geçen bir diyalogda kahramanların bir tanesinin söylediği “Şehir dediğin nedir ki insandan başka.” özlü sözünde yer alan insanın, giderek her şeyi yutan bir inşaat çılgınlığı karşısında terk edildiği edilgen konuma atıfta bulunan eser, ayrıca gelir adaletsizliğinin kentsel dönüşüm eliyle mekânda daha da görünür kılındığını vurguluyor. (…)
Bugün hala sokaklarında oyunların oynandığı, şehirlilerin birbirlerinin hayatlarından haberdar olduğu, acıların ve sevinçlerin birlikte paylaşılarak ortak bir belleğe dönüştüğü mahallerin var olduğu kentler, geleceğe dair umutları yeşerten mekânlar olarak varlıklarını koruyor.
Bu paragrafta vurgulanmak istenen aşağıdakilerden hangisi olabilir?
A) Şehirler insanlarla var olur, bu yüzden yapılar insanların birbirleriyle iletişim kurabileceği şekilde inşa edilmelidir.
B) Şehirlerde insan nüfusunun artmasından dolayı yeni yapılar birçok insanı aynı yerde barındırabilecek şekilde yapılmalıdır.
C) Şehirlere yeni yapılan binaların doğayı da içinde barındıracak şekilde inşa edilmesi hayat kalitesini yükseltecektir.
D) Günümüzde insanlar teknolojik imkânlardan dolayı birbirleriyle iletişim kurmamaktadır.
E) İnsanların iletişim sorunlarına çözüm üretmek için çalışmalar yapılmalıdır.
9- Bana göre şiir dili her şeyin üzerindedir. Şiir yazarken asıl amaç iyi ve güzel bir şiir yazabilmek olmalıdır. Bunun için de şiir yazmak için zaman ve emek gerekir. Şiir, “birden içine doğup yazılacak” bir tür değildir.
Aşağıdakilerden hangisi bu paragraftaki sözleri söyleyen bir şairin düşüncesi olabilir?
A) İyi şiir yazmak isteyen bir şair önce yüreğinin sesini dinlemelidir.
B) Bir şair beğenilmek istiyorsa, okurun anlayacağı dilden yazmalıdır.
C) Bir şairi özgün ve özel kılan, içinden geldiği gibi yazmasıdır.
D) İyi şiir yazmak isteyen bir şair kelimelerini özenle seçmelidir.
E) Şiir yazmak önce kurallara uymak demektir.
10-
Âşık Veysel’e ait,
Veysel der, kafanı nafile yorma
Dünya fani değil çöküp oturma
Adım at ileri avara durma
Yoldaş ol refaha kavuşanlara
dizelerinde vurgulanmak istenen düşünce aşağıdakilerden hangisidir?
A) Az konuşmak
B) Çalışkan olmak
C) Tasarruflu olmak
D) İyi niyetli olmak
E) Sabırlı olmak
11- Telkâri, Mardin bölgesine ait bir gümüş işleme sanatıdır. Bunun yanısıra Ankara Beypazarı’nda telkâri sanatı daha da geliştirilerek, altın ve gümüş takıda farklı süsleme ve desenlerle günümüze dek yaşatılmıştır. Günümüzde hala Beypazarı’nda 80 – 120 civarında bu sanatı icra eden atölye bulunmaktadır. Beypazarı ahalisi telkâri el sanatını çok daha fonksiyonel bir hale getirmiştir. Telkâri ince gümüş tellerin bir araya getirilmesiyle yapılmaktadır. Bu işlem çeşidi çok eskidir, milattan önce üç binli yıllara kadar dayanmaktadır.
Bu paragraftan “telkâri” sanatı ile ilgili
I.Hangi yöreye ait olduğu
II.Yapımında hangi malzemenin kullanıldığı
III.Hangi amaçla kullanıldığı
bilgilerinden hangilerine ulaşılabilir?
A) I ve II
B) I, II ve III
C) I ve III
D) Yalnız I
E) Yalnız II
12- Şair Pablo Neruda’nın, “Benim anılarım hayaletlerle dolu bir galeridir. Belki ben kendi hayatımı değil de başkalarının hayatını yaşadım. Benim hayatım, bütün hayatlardan oluşmuş bir hayattır.” sözleriyle asıl anlatmak istediği aşağıdakilerden hangisidir?
A) İnsanlardan uzak bir hayat yaşadığı
B) Hayatını bir şair hissiyatıyla yaşadığı
C) Hayatında birçok insan tanıdığı
D) İnsanları anlamakta güçlük çektiği
E) Hayatı boyunca yalnızlık çektiği
13- İçinde bulunduğumuz yüzyılın getirdiği rekabet kurallarının etkisiyle bir yere yetişme telaşında geçen günlük hayatın rutini, yavaşlıkla fark edilebilecek güzelliklerin kaçırılmasına ve o huzurlu keyfi geride bırakmamıza sebep oldu. Yavaşlık, çağımız insanının artık muhtaç olduğunu hissetmeye başladığı bir yaşam modeli. İnsanın çevresiyle ve kendisiyle iletişime geçememesi; kendisini zamanın akışına bırakamayışı, insanı hız ve tüketim kültürü içerisinde eritmeye başlayarak, pasif ve ne yaptığını bilemeyen bir nesneye dönüştürdü. İnsan, artık yaptığı işlerin tadını, acelecilikten ve hızlı yapışından dolayı gerçek anlamda duyumsayamıyor.
Bu paragrafın ana düşüncesi aşağıdakilerden hangisidir?
A) İnsanlar artık yavaş davranamadıkları için daha üretken oluyor.
B) İnsanlar artık çok çalıştığı için yavaş davranamıyor.
C) Günümüzde insanlar çalışmanın yorgunluğundan dolayı kendine zaman ayıramıyor.
D) İnsanlar sürekli hızlı hareket etmek istedikleri için onları yavaşlatan aktivitelerden kaçıyor.
E) Çağımızda insanlar her şeye acelecilikle yaklaştığı için hayatın güzelliklerini kaçırıyor.
14- Sadeliğin ve sıradanlığın beraberinde getirdiği anlam, tabi ki başka hiçbir şeyle mukayese edilemez. Bu durum, günlük hayatta nasılsa sanatta da öyledir. Tarkovski sinemasını seyrederken ya da bir Çehov hikayesi okurken sıradanlığın içinden gelen o gerçekliğin verdiği hissi hiçbir şeye değişemeyiz. Demek tıpkı olduğu gibi günlük yaşamımızda lüzumsuz olanların tümünü bir kenara atarsak aradığımız o mana da kendiliğinden meydana çıkacaktır.
Bu paragrafta asıl vurgulanmak istenen düşünce aşağıdakilerden hangisidir?
A) Sanatta ve hayatta, sade ve basit olmak en iyisidir.
B) Hayatımızdan gereksiz olan her şeyi ve herkesi çıkarmalıyız.
C) En iyi sanatçılar, sade ve basit olmayı seçenlerden çıkar.
D) Hayatta mutlu olmanın formülü sadelik ve basitliktir.
E) Sanat ve günlük yaşam iç içe olmalıdır.
Video Çözümleri için TIKLAYIN
YANITLAR: 1- D 2- C 3- A 4- B 5- E 6- D 7- C 8- A 9- D 10- B 11- A 12- B 13- E 14- A