Kaside Nedir Ne Demektir Hakkında Kısaca Bilgi
Din ve devlet büyüklerini övmek için aruz ölçüsüyle 31-99 beyit arasında yazılan, kendi içinde birbirinden farklı bölümlerden oluşan divan şiirine kaside denir. Gazel ile birlikte divan edebiyatında en sevilen nazım biçimlerinin başında yer almaktadır. Bu nazım biçimi Arap edebiyatında doğmuş, oradan İran edebiyatına geçmiştir. İran edebiyatının Türk edebiyatı üzerindeki tesiriyle birlikte divan şiirinde de kullanılmaya başlanmıştır.
Bu nazım biçiminin Türk edebiyatındaki ilk örneklerine 13. yüzyılda rastlanır. Örneğin bu yüzyılda Mevlana Celaleddin-i Rumi, tevhit ve münacaat şeklinde yaklaşık 300 kaside yazmıştır. 14. yüzyılda divan şiirinde önemli bir gelişimle birlikte bu türün sayısında da artış olmuştur. 17. yüzyılda da Nefı ile birlikte bu nazım şeklinin en başarılı örnekleri verilmiştir. Yüzyıllar boyunca kaside geleneği varlığını devam ettirmeyi başarmıştır.
Kasidenin Özellikleri Nelerdir Maddeler Halinde
Genel olarak bir kasidenin yapısal özelliklerini açıklayalım:
İlk bölümüne “matla” denir. Matla, şiirin giriş bölümüdür ve genellikle şairin ana tema veya duygusunu dile getirdiği beyittir. Matla, şiirin özünü yansıtır ve okuyucuyu konuya hazırlar.
Son bölümüne “makta” denir. Makta, şiirin son beytini ifade eder ve genellikle şairin kendisini, mahlasını veya şairlik vasfını belirttiği beyittir. Makta, şiirin kapanış bölümüdür ve şairin kendi kimliğini işaret eder.
En güzel beyite “beytü’l kasid” denir. Beytü’l kasid, şairin en özenli ve dikkat çekici beytidir. Genellikle derin bir anlam ve estetik taşıyan bu beyit, şiirin akılda kalıcı kısmını oluşturur.
Şairin mahlasının geçtiği beyte “taç beyit” denir. Taç beyit, şairin mahlasını içeren beyittir ve şairin kimliğini şiirde belirttiği önemli bir beyittir.
İlk beyit, kendi arasında kafiyelidir. Yani matla kısmındaki beyitler birbirleriyle uyaklıdır.
İlk beyitten sonra gelen tüm beyitlerin ikinci dizesi, ilk beyitlerle kafiyelidir. Yani şiirin ikinci beyti, ilk beyitle, üçüncü beyit ikinci beyitle ve bu şekilde devam eder. Kafiye şeması şu şekildedir: aa, ba, ca, da, ea, fa, ga, ha…
Aruz ölçüsü, bu tür şiirlerde kullanılan bir vezindir. Ölçü, bir beyitteki hece sayısını ve hece vurgularını düzenler. Bu şiirlerde aruz ölçüsü kullanılır ve ilk beyitte seçilen aruz kalıbı, şiirin sonuna kadar korunur. Yani şiir boyunca aynı ölçü kullanılır.
Aruz kalıpları konusunda herhangi bir sınırlama bulunmamaktadır. Şair, istediği aruz kalıbını seçebilir ve şiiri boyunca o kalıbı kullanabilir.
Bu özellikleri sayesinde geleneksel şiirlerimizde estetik ve anlatım zenginliği elde edilmiştir. Her şair, kasidenin kalıplarını kendi ifade biçimine ve sanatsal anlayışına göre kullanarak eşsiz eserler yaratmıştır.
Kasidenin Çeşitleri / Türleri Nelerdir
Kasideler işledikleri konuya göre çeşitli isimlerle de anılmaktadır. Bu türler arasında Allah’ın birliğini anlatanlara tevhid, Allah’a yalvarıp yakarmayı konu edinenlere münacaat, peygamber övgüsünün yer aldığı şiir türüne naat, bir kimsenin aksayan yönlerini yermek amacıyla yazılanlara hicviye, bir kişinin övüldüğü şiir türüne methiye ve şairin kendini övdüğü şiirlere de fahriye adı verilir.
Divan edebiyatında en ünlü kaside şairleri: Nefi, Baki, Fuzuli, Ahmet Paşa, Nedim’dir.
Konularına Göre Kasideler
Tevhit: Allah’ın birliğini anlatan şiirlerdir.
Münacaat: Allah’a yalvarmak, dua etmek amacıyla yazılan şiirlerdir.
Naat: Peygamber’imizi övmek için yazılan şiirlerdir.
Methiye: Devrin ileri gelenlerini övmek için yazılan şiirlerdir.
Hicviye: Bir kimseyi, bir inancı ya da düşünüş biçimini yermek; toplumun ya da düzenin aksayan yanlarını iğneleyici, alaycı bir dille eleştirmek için yazılan şiirlerdir.
Kasidenin Bölümleri Nelerdir?
Nesib (teşbih): Şiirin giriş bölümüdür. Bir tabiat tasvirinin yapıldığı veya sevgilinin güzelliklerinin anlatıldığı bölümdür. Bu bölümün konuları bahar, kış, yaz, ramazan, bayram, nevruz, gül, sümbül, güneş, söz ustalığı, kalem, gece, savaş, at veya bir güzel olabilir. Bu türdeki şiirler bu bölümde ele alman konuya göre adlandırılabilir.
Girizgâh: Konuya giriş için bir veya birkaç beyitten oluşan geçiş bölümüdür. Bu bölüm, nesib bölümü ile asıl bölüm olan methiye bölümünü birleştirir. Girizgâh bölümü, gelişigüzel söylenen bir bölüm değildir. Bu bölümde uygun, nükteli bir sözle övgüye başlandığı belirtilir.
Methiye: Sunulduğu kişinin, yani padişahın veya bir devlet büyüğünün övüldüğü bölümdür. Bu bölümde abartılı ve sanatlı bir övgü vardır.
Tegazzül: Ölçüsüne ve uyağına uygun yazılan, araya sıkıştırılan gazeldir. Şair gazel söyleyeceğini önceden belirtir.
Fahriye: Şairin kendini övdüğü bölümdür. Burada da şair abartılı bir ifade kullanır.
Dua: Şairin kendisi, daha çok da övdüğü kişi için Allah’tan yardım dilediği, dua ettiği bölümdür.
Kaside Örnekleri
En ünlü kaside olan Fuzuli’nin Su Kasidesi, Peygamberimize duyulan sevgiyi anlatmak amacıyla Fuzûlî tarafından yazılmış bir naat örneğidir. Şair, bu şiirde tasavvufi bir anlayış ve samimi bir duyguyla Allah’ın gönderdiği son peygamber olan Hz. Muhammed (S.AV.)’e duyduğu coşkulu bir sevgi, saygıyı ve ona kavuşma arzusunu dile getirmiştir. Bu şiirde şair, gerçeği anlatırken bunu şiirinde hayaller, mazmunlar, söz sanatları ve çeşitli mecazlarla harmanlamış, ortaya gerçekle ilişkisi olan ama gerçeğin aynısı olmayan bir dünya çıkarmıştır. Böylece soyut bir gerçeklik olan “aşk, sevgi” somutlaştırılarak dile getirilmiştir.
Su kasidesi konusuna göre naattır. Mazmunlara ve edebi sanatlara fazlaca yer verilmiştir.
Başka bir kaside örneği